18 Haziran 2013 Salı

Anlamazdın Türkiye / Makyaj Bloglarına Mahalle Baskısı

Ne hal var ne mecal. Twitter takip etmekten, dışarıya kulak vermekten, neler olduğunu anlamaya çalışmaktan.

Benim kitabımda ezbere geçit yok, klişeye de pabuç bırakmam.  Ama süssüz püssüz yalın sadece "gerçek" diye de bir şey var. İşte bu gerçeğe kapım sonsuza dek açık.

Birbirinden hem zihnen hem de fiziken bu denli az benzerliği bulunan milyonlarca insanı ağzı kapalı bir torbaya atıp fazla da karıştırmadan salladığın ülkenin adı Türkiye'dir. Üstelik her benzemez kendini "tek" sanmaktadır. Bir tek kendisi ve benzerleri yaşamaktadır bu ülkede. Herkes ona göre hizalanacaktır. Hizalanmayanlar ya haindir ya satılmış.

Yazının başlığı tam da burada devreye giriyor. Tıpkı o ünlü şarkıda söylendiği gibi "anlamazdın, anlamazdın". Bence anlamayan Türkiye ahalisinin her iki  % 50'si. Önce biri anlamadı, şimdi diğeri anlamamak için yeminli gibi.

 Tüm protestolara burun kıvıran, olayı aslında gayet iyi kavrayan ama sanki anlamamış ayağına yatan iktidar, milleti çıldırtırsan elinde delirmiş bir Türkiye ahalisi olur, ayrıca  "tencere tava hep aynı hava" retoriği fena halde Erbakan'ın Susurluk protestolarını küçümsediği "hava civa" sözlerini hatırlatıyor. Oysa bir "tatlı söze" bakardı her şey. Evet bir "tatlı söze".

Protestocu 90'lılar; protesto etmenin tadını aldılar, siyasetleri zayıf, ideolojileri yok, kişisel özgürlüklerine dokunulmasına içerliyorlar, ama öğrenecekler. Düşe kalka da olsa bu süreç en çok onlara yaradı. Tecrübe ettiler. Çok hırpalandılar, bu denli kötü niyetli yaklaşımı akılları almıyor. Umalım ki dilleri acımadan, kalpleri kararmadan çıkabilirler bu işin içinden.

Güzel Şeyler Rehberi'nden şimdilik bu kadar politik analiz yeter sanırım.

  Blog yazmaya başladığım günden beri takip ettiğim birçok blog var. Güzellik, makyaj ve bakım blogları, kitap blogları, havadan sudan yazanlar, gezi yazanlar, yemek blogları. Aslında Gezi olaylarının ilk günlerinde sürekli takip ettiğim bu bloglara bakmak aklıma bile gelmemişti.

 Ancak "annekaz"ın başına gelenler bloglara dikkat kesilmeme neden oldu.
http://www.annekaz.com/ pratik bilgilerden, dekorasyona kadar içerik paylaşan ve sürekli hoş fotoğraflar yayınlayan, takipçisi bol ve güzel bir blogdur. İşte bu sitenin twitter hesabında yaşanan tartışmayı gördüm. Şöyle ki; "annekaz" olaylar devam ederken kendi işine bakmış ve güncel paylaşımlarına devam etmiş, buna kızan takipçilerinden bazıları buna tepki göstermiş ve karşılıklı restleşmişler. Ancak bu restleşmenin her iki taraf içinde çok kırıcı bir dil kullanmaları açısından hayli "ümitsiz" olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
Sonuç olarak "annekaz" tepkilere rağmen kendi gündemini oluşturdu ve kalan takipçileri ile yoluna devam etti.

 Diğer yandan benim görebildiğim kadarı ile hemen hemen tüm makyaj blogları Gezi'ye destek verdi, en azından güncellemeler durdu. Eh bununda anlaşılamayacak bir tarafı yok doğrusu. Makyaj, bakım ve giyim kuşam hayat tarzını belirleyen etkenlerin başında gelir her zaman.

Gerçi makyaj bloglarında da "annekaz" örneğindeki kadar olmasa da ufak atışmalar gördüm ama bu kez tam da zıttı bir nedenle. Bazı takipçiler bu kez Gezi'ye destek veren bloggerları eleştirdi. Destek veren yazılara az da olsa bazı takipçilerinden tepki vardı bu kez.

Hiyerarşiye bakmaksızın bloglara bir göz atarsak durum şöyle:








http://www.hazinekutusu.com/ Takip etmiyordum zira bloğuna denk gelmemiştim. Ancak o karmaşada oldukça kırgın bir dille yazılmış ve içinde  "körüklenen bunca nefret ve kötülükten" şikayet eden ve sosyal medya hesaplarını kapattığını ilan eden yazısına gördüm. Önce blog yazmayı bıraktığını sandım ve  "iyi yazılar varmış, bakardık yahu, istediği akışı yakalayamadı herhalde" dedim geçtim. Meğer olay bambaşkaymış, Gezi'yi desteklemediği ve karşı tarafta durduğu için diğer bloggerlardan mahalle baskısı, twitter'da spamlar, daha da neler neler. Bloğunu kapatmamış sadece ara vermiş.

http://www.ojemrujumrimelim.com/ Artık cilt bakımı yerine biber gazı bakımı yapanlardan. Normal güncellemesine 10 Haziran'da başlamış.

 http://www.dortdortlukblog.com/28 Mayıs'tan itibaren özel güncellemesi yok, 3 Haziran'da direniş logosu eklemiş. 10 Haziran'da hayata dönmüş.

http://nasilgiysem.blogspot.com/  27 Mayıs'tan beri güncellemesi yok.

http://cirkinkadinyokturazmakyajvardir.blogspot.com/ Hayvan deneyleri konusunda çok duyarlıdır. 31 Mayıs son güncelleme tarihiydi, ara ara baktım sessizdi. 8 mayıs'ta yazdığı "Kahrolsun Bazı Şeyler" yazısıyla direniş sürecine desek verdiğini öğrendik.

http://makyajguncem.blogspot.com/ 15 Mayıs'tan itibarı ile güncellemesi yok

http://7-24makyaj.blogspot.com/ Çekilişler, tanıtımlar, burası her zaman pek hareketlidir. Direniş logosu ve kısa bir yazı ile kendini ifade etmiş, ardından güncellemeye devam. 

Çok özel bir koku sitesidir, parfüm alırken ille buraya bakar da alırım.
Direniş logosu koymuş, Eskişehir'den katılmış, sürece neden destek verdiğini gerekçeleri ile yazmış. bir yazıyla kendini ifade etmiş. 

http://darkchocolatebrown.blogspot.com/ Bakarım hep, yoğun bir iş hayatı vardır, bloğunu çok sever.
 #direnbayan logosu paylaşmış. Bu logoyu beğenmiştim zaten.

http://vespagirlmakeup.blogspot.com  Son güncellemesi  1 Mart, sanırım instgramda bir kaç fotoğrafla protestoya katılmış.
Bloğun ismi kafama yatmazdı bir türlü (kızmazdım üzülürdüm sadece), gezi sürecinde tek derdinin  "ne giysem" olmadığını direniş logosu koyarak göstermiş. Ardından uzun bir yazıyla kendini ifade  etmiş. Sonunda da "istediğine oy ver, gene o başbakan olsun, ama bize zulmetmesine izin verme" diye bitirmiş. Genelde makyaj bloglarında gözlemlediğim kestirip atma hali yok, uzun uzun anlatmış derdini. Demokratik söylemi için kendisini kutlamak geldi içimden..

http://gorkemkarman.blogspot.com/  Güzel, narin ve sakindi. Kendi yüzünü kullanır, yaratıcı paylaşımlarda bulunurdu. High end makyaj malzemelerine yer verir ağırlıklı olarak. 
Protestolara katıldığını belirten bir yazı yayınlamış, fikrime saygı duyun, duymayanlar da beni takip etmesin demiş, rest çekmiş. Yani herkes kendi evine!

http://guzellikgezegeni.blogspot.com/
Çok hareketli bir blogdur. En son 27 Mayıs'da yayın yapmıştı, az önce baktım çekiliş yayınını güncellemiş.

http://www.makyajblogum.com/ Canı yazmak istemeyenlerden, direniş logosu paylaşmış. 10 Haziran sonrası güncellemeler devam.

http://www.chunlibeauty.com/ Sivil direnişe desteğini demokratik Türkiye isteği ve provokasyona hayır sözüyle kendini ifade etmiş.

http://limonsuzdietcolaa.blogspot.com/ Adı hoşuma gidiyor, arada bakıyordum. 31 Mayıs'da yapmış son makyaj güncellemesini. Ardından biraz sessizlik ve güncellemeye devam.

http://sebnemindunyasi.blogspot.com/ Makyaj ve hobi bloğudur, en son güncellemesini 28 Mayıs'ta yapmış.

http://surdarcenciel.blogspot.com/ Hep bakarım. Direnişe destek verdiğini 'Kürt, Laz, Çerkez.. Hepimiz Kardeş...Omuz omuza"  mottosu ile duyurmuş. Güncellemelerine devam ediyor ancak Gezi ile ilgili de sürekli bilgi giriyor. Sakin ve açıklayıcı ifadeler. Sevdim ben.

http://tannetanne.blogspot.com/ 31 Mayıs son güncellemesi.

http://www.naslii.com/ Açık ve net. Direnişe destek, desteklemeyen beni takip etmesine getirmiş. Bir kaçı ufaktan atışma dışında takipçilerinden destek var. Güncellemelere devam.

http://makyajgunlugu.blogspot.com/ Blogda güncel yayın yok, twitter tam gaz. İzmir'den canlı yayın yaptı adeta, olayların takipçisiydi.  

Teması farklı olan diğer bloglar da durum:

http://smyrnetalya.blogspot.com/ Tatlı tatlı dekorasyon yazar, dolap içleri için kullanım önerileri, seramikler, banyo sorunsalı, her bir detayı tek tek ele alır. Geziyle ilgili duygularını ifade etmiş. Ötekileştirme yok.

http://sadevederin.blogspot.com/ Özeldir, farklıdır. O kimlikten bu kimliğe salınır durur. O gün canı kim olmak istiyorsa o olur!
İlk günden itibaren geziye destek vardı, kendi usulünce  yazdı çizdi. Ancak farklı konularda ki yazılarını güncellemeye devam etti. Baktım yenice balık tarifi vermiş. İyidir.

http://sahildekiev.blogspot.com/
Fotoğrafları şahanedir, insanın sahildeki eve kapağı atası gelir. Uzakta olmasına rağmen ilk günden itibaren Gezi'yi izlenimleri ve paylaşımları ile takip ediyor.

http://modarella.blogspot.com/ Moda yazar, takı tasarlar... Gündeme dair artık ne kadar dolduysa güzel bir yazı yazmış.

http://vintageduygular.blogspot.com/
Ne güzel blogdur. Direndi ve yeni bir güncelleme yaptı.

http://selgingb.com/2013/03/17/kelebegin-ruyasi/
Eski Dr. yeni yazar, kitap yorumları yapar.  Gerçi Tahrir ile ilgili ne olduğunu yazmadığı çekinceleri vardı, şimdi Gezi'ye aşık oldu.

http://nerdetrakordabirak.blogspot.com/
Her konuda yazar, hem güzel yazar. Fakat gezi konusuna "bodoslama" dalmış.

http://bestebonnard.blogspot.com/ Fransa'da yaşar, şahane bitki, çiçek, doğa fotoğrafları çeker. Bir nevi bitki bilimci / kareograf  karışımıdır. Gezi ile ilgili bir paylaşımda bulunmuş, ben kendi yazdı zannettim önce, Oya Baydar'ın  t24'de ki yazısını koymuş meğer.

 Şimdilik benim gözümden blogdaşlarımın genel ahvali bu şekilde.
Çocukluk arkadaşlarının bile birbirinin üzerini çizdiği, kırk yıllık dostların hatır gönül dinlemeden kavgaya tutuştuğu, konu komşunun birbirinin rengini anlamaya çalıştığı, rengi belli olanların birbirine ters baktığı şu fena zamanlarda alınganlığın had safhada olduğunu biliyorum.

Objektif olmaya çalıştım, ama tarafım sonuçta. Yine de iyi niyetimden şüphe edilmemesi dileği ile.





36 yorum:

  1. Merhabalar, Geziparkı çoğumuzu çook etkiledi zaten insan olanı da etkilemesi gerekirdi.. maalesef kimimiz galeyana geldi kimimiz sessiz kalmayı kimimiz yazmayı tercih etti... bu dönem içerisinden izleyicilerden ağza alınmayacak hakaretler,eleştireler alanlardan biri de bendim, bazılarımızın otomatik olarak planlanmış yazıları vardı, kimse dinlenmeden nedeni sorulmadan sorgulandı, benim kendi adıma bir adet otomatik yayınlanmış yazım vardı ona da yorumlara cevap vermeyeceğim için silmiştim...

    Bu olaylardan çıkardığım birşey vardır ki zaman zaman kendim bile gaza gelip inadına yazı paylaşanlardan gıcık kaptım ama daha sonrasında bu hislerimin yanlış olduğunu anladım, bu direnişin amacı sadece ne olursa olsun biz olmak herkesi olduğu gibi kabul etmek değil miydi? yanlış hisleri düşünceleri kabul etmek bence erdemdir, belki de insanlar o kadar gaz bombalarını yerken yazıları görmek şurdan şu geldi diye paylaşmak zaten bozuk olan sinirimi daha da bozdu..

    Kendim de dahil kimsenin kimseyi yargılamaya hakkı olduğunu düşünmüyorum ya da düşüncesi tavrı yüzünden hakaretler küfürler yemesine.. bir kişinin tavrından mı hoşlanmadın sana ters mi geldi en kolayı ona hakaret etmeden ya da diğerlerini kışkırtmadan izlemeden çıkmak ben kendi adıma öyle yaptım..ayrıca bu direnişin yanında olanlar bloglarında iki cümle olsa da neyin, kimin yanında olduğunu, tarafını belli etti fakat gel gelelim ki blog alemi de kendi içinde çatırdamaya başladı, bu da üzücü olan yanıydı tabi.

    Bundan sonra ülkemde olan olaylar açısından bloglarda dalga geçme, iğneleme ve hakaret içermedikçe her türlü tutuma ben kendi adıma saygı duyuyorum, bugünden sonra da ölümler vbleri olmadıkça da yazmaya devam ediyorum, blog yazmak benim için sinirlerimin yatışması rahatlama ortamı, nasıl ki mecburen günlük hayatımıza devam ediyorsak şu vakitten sonra da bunun da gayet doğal olduğunu düşünüyorum..

    Ne kadar uzun yazdım değil mi? kusura bakmayasın, özet olarak hala direnişin destekçisiyim ama herkesin kararlarına da saygı duyuyorum.

    Sevgiler.


    YanıtlaSil
  2. Slm 7-24makyaj:)) yahu ne kadar dolmuşsun gerçekten. Gaza gelmemek, hakaret etmemek, kışkırtmamak. Bunların hepimizin dikkat etmesi gereken kilit kavramlar olması gerekmiyor mu? Saygılı olmak neden bu denli zorlaştı diye düşünmeliyiz.
    İçten yorumun için teşekkürler.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anlatamayacağım kadar doldum, senin yazını da işgal ettim resmen, bu nedenle twitterımı da kapattım, anlamadan etmeden izleyicilerden gelen hakaretler, bazı garip tutumlu bloggerlar sayesinde, muhattap olmamak en iyisi diye düşünüyorum bu vakitten sonra artık, hem ne demişler neyi, ne kadar, nasıl anlatırsan anlat, anlattığın karşıdakinin anlama kapasitesi kadardır..

      Dediğim/dediğin gibi kilit kavramlar olmalı evet, hem baksana Gezi Parkı bile direnişin ötesine de geçti, bana ayrıca bu kavramları da hatırlattı yeniden:)

      Tekrar görüşmek dileğiyle:)

      Sil
  3. 7-24makyaj,benim anlamadığım senin hangi yazına bu denli tepki geldiği? Ve tepkinin hangi yüzde 50 tarafından verildiği? Otomatik güncelleme yaptığın için mi? Yoksa diğer tarftan mı? Sadece bir logo vardı zira bloğunda.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Otomatik yazı içindi durum en başta, sonra durumu anlatınca özür dilendi, sonra ertesi gün tamamen uydurma bir şekilde başka şeylerle suçlandım dönek olmakla ki ne alaka ben de gerçekten bilmiyorum,tepki direniş tarafından verilmişti bir izleyici tarafından, benim de desteklediğim taraftan olması da ayrı bir ironikti:)lakin ben amacından saptırıldığına ve o anda birileri sırf yargılamak için yapıldığına inanıyorum, sonuç olarak ben de dahil herkes istediğini yapmakta özgür (karalamak dışında elbette).

      Sil
    2. Anladığım sudan bahanelerle her iki taraftan tepki aldın.Üstelik kendi tarafında olduğunu bildiği halde halde sana bu şekilde davrananların bir de karşı tarafa nasıl davrandığını düşünelim. Ürpermek gerek.

      Sil
  4. Merhaba, gerçekten uzun ve detaylı bir inceleme yapmışsın. Emegine sağlık. Zaten bloglar duruşlarını belli etti. Ki günlüğümüz olan bu ortamlarda düşüncelerimizi paylaşmamız çok normal. O nedenle gezi parkını destekleyen ya da karşı olanların bu süreçte bu olaylardan bahsetmemesi neredeyse imkansızdı. Gönül isterdi ki daha fazla özgürlük isterken kimse kimseyle düşüncesi yüzünden bu ortamda bile tartışmasaydı.

    Açıkçası ben kötü bir tepkiyle karşılaşmadım,anlayışlarından ötürü takipçilerime senin aracılığınla da teşekkür edeyim.

    Konudan kopuk ama blogumun adıyla ilgili üzüntünü dile getirmişsin açıkcası anlamadım pek ama herhalde tek derdi ne giyecek biri sanıp üzüldün:(. Ben blog camiasına işimle ilgili teknik konuları paylaştığım kişisel blogumla başladım. Daha sonra moda, hobi,yemek bloglarına da merak salınca işime onları karıştırmamak için ayrı bloglar açtım. Bir nevi konsept benimkisi. Tek derdim ne giysem blogumda moda,güzellik,alışveriş,ünlü dedikodusu gibi içimden gelenleri tek derdim ne yesem de ise tariflerimi paylaşıyorum. Umarım açıklayıcı olmuştur.

    Süreç hakkındaki bu detaylı yazın için tekrar teşekkürler, epey uğraştırmıştır sanırım.

    Esra

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Esra merhaba. Bloğunda paylaştığın gezi yazısı çok ayrıntılıydı ve kendini çok iyi ifade ettiğini düşünüyorum. Belki bu nedenle çok tepki almadın. Ama sanırım esas kavga twitterda çıkıyor.(senin var mı bilmiyorum?) Zira blog biraz daha resmi bir mecra, ama twitter dil ve şekil olarak çok daha direkt bir ortam.

      İsim konusuna gelince biraz espri olsun diye söyledim ama bir yanı ile gerçeklik payı da yok değildi. Ancak "ironik" bir yaklaşımı olduğunu fark ettim:)) tek derdinin "ne giysem" olmadığı çok açık.

      Yazı detaylı biraz da uğraştım evet ama bir uzlaşma noktası yaratabilirsem amacına ulaşacak.
      Sevgiler.

      Sil
  5. Merhaba, yazılarımı beğendiğin için teşekkür ederim.
    Gezi parkı direnişini başlangıçtan itibaren takip ediyordum. 31 Mayıs sabaha karşı olanlar polisin çadırları yakması ve biber gazıyla müdahalesi çoğu insan gibi beni de isyan ettirdi. Uzun süre bloga yazı yazamadım face ve twitterdan destek vermeye çalıştım. Asla kimseyi ötekileştirmem. Böyle bi şey yaparsam kendimle ters düşerim. İsyan, isyan, isyan. Dayanamadım. Ölenlere, yaralanlara... "Bodoslama" derken neyi kast ettin? Taraflı mı? Doğrusu merak ettim.
    Bu arada yeni bloglarla tanışmama neden oldun. Teşekkür ederim. Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  6. Merhaba, yazılarında edebi bir tat var doğru.
    İsyanını,kızgınlığını anlıyorum hem de nasıl. Ötekileştirme de yapmazsın evet.

    O halde neden "bodoslama" yani "ortasından" dedim dönüp tekrar baktım, önce meseleyi diplomatik bir dille ifade etmediğin için ki bu kötü bir şey değil bence. Ama şu kamera görüntüleri nerede meselesi var ya ona takılıyorum ben. Aslında mesele şu ki bir taraf diğerinin ifadesine inanmıyor ve görüntüleri istiyor (tam da burada camiye ayakkabı ile girdiler, alkol aldılar vs. saptırması devreye giriyor,burada gerçeğin tahrif edilmiş olduğu duygusu,dövülen başörtülü kadının gerçekliği konusunda tereddüt yaşanmasına ve görüntülerin istenmesine neden oluyor).
    Ancak bu kez karşı taraf görüntülerin istenmesi meselesine korkunç bozoluyor vee kavga başlıyor.
    Dövülen başörtülü kadın (bu ifadeden nefret ettim şu an, bir insanı bu şekilde tanımlamak zorunda kalmak ayrıca hemcinsimiz bu kişi) meselesine ben şahsen inandım zira Star gaztesinden Elif Çakır kendisi ile röp. yapmış,okudum. Elif Çakır'ı öteden beri takip ederim. Amaaa eğer bu haber yalan çıkarsa var yaaa en içten duygularımla ifade ediyorum ki bir tarafa olan inancım onarılamaz bir şekilde sarsılacak.

    Umarım iyi ifade edebilmişimdir.

    Ben teşekkür ederim. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  7. Yazınız için çok teşekkür ederim.Çok güzel bir derleme olmuş. Sayenizde Türkiye'de blog platformunda, Gezi parkı direnişi adına yazılmış yazılara ulaşmak daha kolay...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğendiğinize sevindim. Mis gibi amber,misk:)) yazılarına devam. Koku alacaklar buraya bakmadan almasın derim. http://birazamberbirazmisk.blogspot.com/

      Sil
  8. Şuan ki sitemim yazının amacından farklı olacağı için öncesinden özür dilemek isterim. Blogum http://birazamberbirazmisk.blogspot.com/ ile hemen hemen aynı ismi taşıyan (birazamberbirazbaharat) isimli bir parfüm blogu açılmıştır. Bu durum rahatsız verici olmakla birlikte bir nevi fikir hırsızlığıdır. Bu duruma tepkinizi belli ederseniz (diğer blog yazarları da dahil) çok mutlu olacağımı söylemek isterim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu isim sizin bloğun ismine çok fazla benzemiş gerçekten. Yanlış!
      Yaratıcı insanlar özgün isimler bulmalı, bulabilir.
      E güya eleştirdim ama tuttum bir de bloğuna göz attım:)Amacın zıttına düşülüyor bu kez de.

      Sil
  9. süper bir yazı olmuş:))adeta blog rehberi:))ben de uzun zamandır güncelleyemedim,kedimin rahatsızlığı yüzünden,tüm dişlerinin çekildiği bi operasyon geçirdi yavrucağım.ilaçtı egzersizdi falan filan,ama yazılanları okumaya çalıştım,bazen okumaktan kaçındım,bazıları çok incitici gezi süreciyle olanlar özellikle:(orada bir tarih yazıldı,asla unutmayacağız diyoruz ama gündem çok çabuk değişiyor ülkemizde,tek üzüntüm bu:((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nalan merhaba. Kedinin dişleri mi çekildi? Bizim çektiğimiz gibi bir ağrı çekmiştir garibim.
      Benimde halen daha okurken irkildiğim kişiler var. Başka bir postta yazsam mı diye düşünmüyor değilim.
      Gündem böyle ortaya karışık devem eder.
      Bloğunun ismini paylaşır mısın bu arada?
      Sevgiler.

      Sil
    2. biri bu sevimli çünkü hayvanlı:)) http://cunkuhayvanlarlailgili.blogspot.com/
      biri bu ama henüz yapım aşamasında tasarım falan filan işlerim yer alacak içinde:))http://elyapimikucukmutluluklar.blogspot.com/
      bu da dolu çerçevem,yalnızlıklarımda kalem kağıdım elimden tuttu;)) http://dolucerceve.blogspot.com/
      bu da insanlar olaylar ve şeyler e dair penceremden bakışım;)) http://nalanizm.blogspot.com/ kategorize ettim çünkü çizimleri falan ayırmak istedim,hayvanların hayatımdaki yeri bambaşka zaten,bari böyle olsun dedim,içerikler kısa özdür zamanımızda herşey çabuk tüketiliyor ve en tercih edilen bloglar da yormayanlar haliyle,ben de böyle olmaya çalıştım yazarken;)) beklerim bana da gel sevgilerimle!

      Sil
    3. Slm nalan, epey çeşitli ilgi alanlrın var besbelli.
      Bloglarına bakacağım.
      Sevgiler.

      Sil
  10. Geçtiğimiz 20 gün içinde mümkün olduğu kadar yazı yayınlamaya çalıştım..Sadece ilk günlerde beni hafiften eleştiren bir yorum geldi, o arkadaşımla da birbirimizi kırıp dökmeden, medeni bir şekilde yazıştığımızı düşünüyorum..Keşke herkes birbirine saygı ile yaklaşabilse aslında farklılıkların ne kadar zenginlik olduğunu göreceğiz ama son dönemde kimi yazılardan sonraki yorumları okuyunca bu konuda ümitsizliğe düşmüyor değilim..Kimi insanların keskinliği beni yoruyor...Bu arada sayende yeni yeni bir dolu blog tanıdım...Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, takpçilerin açısından kırıp dökme olmaması iyi bir şey.
      Keskinlik patlama yaptı, üstelik her iki taraftan dayak yiyenler en çok yorulanlar.
      Ne güzel bloglar var gerçekten, vesile olduysam ne güzel.
      Selamlar o güzel eve.
      Bu arada o karyola eteği var yaa hani mavi işlemeli olan , hülyalandım:))

      Sil
  11. Merhaba, yazınız çok güzel olmuş. Benim bloğumla da tanışma zamanınız geldi belki de :) beklerim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Bloğuna baktım bile yaşam felsefeni bile okudum hem:” Hiç bir makyaj, çirkin bir kalbi maskeleyemez “
      Gelirim))

      Sil
  12. Merhaba. Bu kadar çok blogu güzel analiz edip gayet yalın yazmışsınız. İlgiyle okudum sonuna kadar.

    Zaten blogumda yazma/yazamama/yazmaya karar verme nedenlerimi de açıkladım. Ve yaşanan "mahalle baskısına" (iki yönlü) üzüldüğümü de söylemem lazım. Farklılıkları kucakladığımız bir harekette en son karşılaşılması gereken şeydi. Ama bir yandan da, yakın tarihte ilk defa bu kadar büyük bir patlama yaşanmışken, fazlaca gerilmiş olmamıza çok da şaşırmadım. Beni kendi adıma daha tahammüllü yapan bu direniş hepimize bir şeyler öğretti diye düşünüyorum. Her anlamda...

    Bu güzel analiz için teşekkürler. Blogumu takip ediyor olmanıza da ayrıca memnun oldum! Bu vesileyle ben de burayı keşfettim!

    Sevgiler, Başak

    YanıtlaSil
  13. Başak merhaba, mahalle baskısı her iki taraftan vardı evet. Bir kesim desteklediğin için diğerleri desteklemediğin için ya da bir taraf fikir beyan etmediğin için.
    Farklılıklar gezinin ruhunda mecburen oluştu. Laik Kemalistler, BDP'liler, TGB'liler, 90lılar ve daha birçok kategori. Dişlerini sıktılar, tahammül ettiler. Fena mı oldu? Bence iyi oldu, 12 eylül'ün dilsiz ettiği bir kuşak dile geldi.Bu kadar maddi kayıp deniyor ya şu öğrenilen (şiddeti,küfürü,kışkırmayı, ötekileştirmeyi ayrı tutarak) demokratik davranış biçimine paha biçilemez
    Keşfine sevindim, benden de sevgiler.


    YanıtlaSil
  14. Rehber selam,
    Gezi'nin ilk günlerindeki "Oksijen Maskesi"nden sonra birşey yazmayacaktım aslında ama sonra işler öyle hale geldi ki, hissettiklerimi "I have a dream" ile paylaşmak istedim, hem okurlarımın ne düşündüğümü bilmesi için, hem de ileride oğluma not düşmek için..
    Sonra malumun; dağın tepesindeydim, iyi geldi..ama döndüm yine düzelen birşey yok, üstelik hakaretler uç noktalara varmış, çirkinlik dizboyu..ne yalan söyleyeyim, yazmak içimden gelmedi..şimdilerde normal hayata dönme derdindeyim.
    Evet herkes sesini çıkarsın, düşündüğünü söylesin ama nezaket kuralları çerçevesinde..öteki türlüsü beni yoruyor ve ümitsizliğe sürüklüyor..
    İşte öyle..
    Bu arada ellerine sağlık..
    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam Ayşe,gittin geldi düzelen bir şey yok:((
      Nezaket yok, hakaret, kışkırtma, hakaret çok.
      Bu arada ben san bağlantı vermişmiydim hiç? hatırlıyormusun? Neden sorduğuma bir aşağıda ki yoruma bakarak anlayabilirsin.
      Sevgiler.

      Sil
  15. alla alla bissürü şey öğrendim yaa.
    restleşmek filan ha.
    ayrıca aferin makyaj bloglarına.
    duyarlıymışlar.
    :)
    ya ben senin blogunla smyryna talya karıştırıyodum iyi mi.
    sana tıklayınca smrynr talyaya giriyodum.
    daa bugün çözdüm.
    gugıl plustan oluyomuş.
    sen galiba onun yazılarını paylaşıyosun.
    neyse o da ne iyi yazıyo zaten.

    bu yazın iyi heee.
    :)
    allah ülkemize akıl fikir versin.
    tek sorunumuz ekonomi olsun.
    saçma sapan demokrasi, özgürlük tartışmalarına girmeyelim.
    2013 yılında böle tartışmalar yapmamalıyız ya.
    daha nerelerdeyiz biz ya.
    neyseee herşey sonunda olumluya gider kii.
    öğreneceğiz biz de hakları, özgürlükleri filan.
    ağaç kesmek kesmemek için referandum mu olur yaaa.
    afrika ülkelerinde bile özgürlük, demokrasi vb. problemler kalmadı.
    :)

    YanıtlaSil
  16. Allah iyiliğini versin deep,paylaştığımı hatırlamadım da takip ediyorum nasıl öyle oluyor anlamadım ama olsun smyryna talya da yabancı değil:))

    Evet cana gelmesin mala gelsin (cana da geldi ayrı:((
    2013 ama ben 70'lerin arkaik dilini hissediyorum.
    Ağaç kesme referandumu olmayacak o, inatlaşma ref. olacak.
    Evet her şey iyiye gider kii:))

    YanıtlaSil
  17. bak ne dicem. gir bloguma bak, yorum yapmıştın ya bak, denizin kıyısındaki kapaklar yazıma örneğin, kendi yorumunun üstüne tıklasana, her zaman şöyle oluyor, güzel şeyler rehberi diyor ve altta hep smirnatalyanın yazıları hem de tümü. bi denesene.
    :)

    diğer sözler haklısın.
    ha haaa arkaik evet çook arkaik bi ülke daha çok arkeolojik insanlar yaşıyo hatta antropologlar incelemeli.
    orantısız zeka var orantısız hihihi.
    :)

    YanıtlaSil
  18. girdim baktım, smyrne değilde google+ çıkıyordu onu bloğuma yönlendirdim.Düzeldi galiba. sen de bakarmısın bi?

    Naapalım yeni bir ülke verecek hali yok kimsenin arkaik falan yaşayıp gidiciğiiz:)9

    YanıtlaSil
  19. sağolasın haberim olmadan öylece gidecekti.

    YanıtlaSil
  20. Benim blog olmayınca üzüldüm. :) Blogların gezi parkına tepkileri genelde çok sert oldu bence. Özellikle protestoyu destekleyenler daha da şiddetli yorumlarda bulundular. Gerek yoktu. Ama bazıları da sükunete çağırdı. Sonuçlarını ilerleyen zamanlarda göreceğiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, senin bloğunu simdi kesfetmis oldum:)) yoksa atlamazdım. Blogların geziye tepkileri gercek hayattakinin paralelinde oldu. Tabi surece katılanlar topa sert girdiler. Empati az ofke cok. Hala da oyle.
      Selamlar

      Sil
  21. Sanırım yorum bırakarak bu yazıyı haber vermiştiniz blogumda fakat deeptone'un bahsettiği google+ meselesinden dolayı yazıyı daha yeni görüyorum:) Bana da yer verdiğiniz için teşekkür ederim. Ne yazık ki bloglarda bir mahalle baskısı var, bu yüzdendir ki bloga yazacak vaktim hiç olmasa da kısa bir şeyler yazmak zorunda hissettim. Asıl yazım çok sonraları geldi. Başka bloggerların da çok sert diller kullandığını gördüm maalesef.

    Gezi Parkı olayları *şimdilik* bitmiş gibi görünse de bizi neler bekliyor bilemiyoruz. Ortalığın hala karışık olduğu aşikar. Umarım daha fazla acı çekmeyiz (fiziksel ya da zihinsel), gerginlik azalır, nefret ve kin biter.

    YanıtlaSil
  22. Slm cyborg,google+ sorunu cozuldu sanırım bu nedenle yanilanlar oldu evet. Senin Gezi yaznıda okudum
    Haklısın sular henüz durulmadı, psiklojik olarak iki taraf birbirini tartıyor henuz. Aman diyeyim "dilimize" dikkat.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil

Bunlar da ilginizi çekebilir:

Related Posts